DEVAM: 37- ŞEFAAT
HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حدّثنا
نَصْرُ بْنُ
عَلِيٍّ
وَإِسْحَاقُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
بْنِ
حَبِيبٍ،
قَالاَ: ثنا
بِشْرُ بْنُ
الْمُفَضَّلِ.
ثنا سَعِيدُ
بْنُ يَزِيدَ
عَنْ أَبِي نَضْرَةَ،
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم: ((أَمَّا
أَهْلُ
النَّارِ،
الَّذِينَ
هُمْ
أَهْلُهَا،
فَلاَ
يَمُوتُونَ
فِيهَا وَلاَ
يَحْيَوْنَ.
وَلكِنْ
نَاسٌ
أَصَابَتْهُمْ
نَارٌ
بِذنُوبِهِمْ
أَوْ
بِخَطَايَاهُمْ
فَأَمَاتَتْهُمْ
إِمَاتَةً.
حَتَّى إِذَا
كَانُوا
فَحْماً أُذِنَ
لَهُمْ فِي
الشَّفَاعَةِ.
فَجِيءَ
بِهِمْ
ضَبَائِرَ.
فَبُثُّوا
عَلَى
أَنْهَارِ الْجَنَّةِ.
فَقِيلَ: يَا
أَهْلَ
الْجَنَّةِ! أَفِيضُوا
عَلَيْهِمْ.
فَيَنْبُتُونَ
نَبَاتَ
الْحِبَّةِ
تَكُونُ فِي
حَمِيلِ
السَّيْلِ))
قَالَ،
فَقَالَ
رَجُلٌ مِنَ
الْقَوْمِ:
كَأَنَّ رَسُولَ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم قَدْ
كَانَ فِي
الْبَادِيَةِ.
Ebu Saîd(-i
Hudrî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem): Ateş ehli olan (yani ebedî olarak cehennemde kalacakları Kur'an'da
bildirilen) cehennemliklere gelince, şüphesiz onlar ateşte ne ölürler ne de
yaşarlar (yani devamlı azabta olurlar). Lakin günahları yüzünden veya hataları
sebebiyle kendilerine cehennem ateşi isabet eden bir takım insanlar da vardır
ki ateş onları tam manasıyla öldürür. Nihayet onlar (yanıp) kömür olunca onlar
için şefaate izin verilir ve onlar guruplar halinde getirilip cennet
nehirlerine dağıtılırlar. Sonra: (Cennet halkına hitaben): Ey Cennetlik
olanlar! Şunların üzerine cennet nehirlerinin sularını dökünüz, denilir. Bunun
üzerine (su dökülünce) onlar selin taşıdığı (çamur ve benzeri) kalıntıda olan
tohum (hızla) bittiği gibi biti-verirler, buyurdu.
Bu buyruk üzerine
cemaattan biri: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (sel durumlarını bilmesi
açısından) çölde imiş gibidir, dedi."
Diğer tahric:
Bu hadisi Buhari İman kitabı ile Rikak kitabında, Müslim, İman kitabında
rivayet etmişler. Ayrıca Nesai de rivayet etmiştir.
AÇIKLAMA: Hadiste geçen bizı kelimeleri açıklayalım: Fahm: Kömür demektir. Dabairi
Dıbara veya Dabara'nın çoğuludur. Lügat alimleri Dabair'in ayrı ayrı guruplar
anlamını ifade ettiğini söylemişler. Seyli Sel demektir.
Hamilü's-Seyl:
Selin taşıyıp götürdüğü ve belli bir nbktada bıraktığı, çer çöp ve çamur gibi
kalıntısı demektir. -
Nevevi bu
hadisin izahında özetle şöyle der: Bu hadlsin açık manası anladığım kadarıyla
şöyledir: Cehennem ateşinin gerçek liyakatlısı ve ebedi müstahakkı olan
kafirler cehennemde ne ölürler (Çünkü ölürlerse azabın acısını duymacaklar) ne
de yararlanabilecekleri ve istirahat edebilecekleri bir yaşayış bulabilirler.
Nitekim Allah Teala Fatır süresinin 36. ayetinde kafirler
hakkında;
....."Ölümlerine hükmedilmez ki ölsünler, Kendilerinden cehennem azabı da
hafifletilmez." ve el-A'la süresinin 13. ayetinde yine kafir kişi
hakkında; "Sonra orada ne ölecek ne de hayat bulacaktır"
buyurmaktadır.
Zaten hak olan
mezheb de budur. Yani cennet halkı sonsuza dek ilahi nimetlerden
yararlanacaklar ve cehennemde ebedi kalacak olan kafirler de sonsuza dek devamlı
azab çekecekler.
Hadisin
"Lakin günahları yüzünden veya hataları sebebiyle ... fıkrasının manası da
şudur: Günahkar mu'minler Allah'ın dilediği sürece azab edildikten sonra
cehennemde hakikaten ölürler ve artık azab acısını duymazlar. Sonra Allah'ın
onlar için takdir buyurduğu süre tamamlanınca kömür haline gelmiş olan
cesetleri cehennemden çıkarılıp guruplar halinde cennet nehirlerine
götürülürler ve hayat suyu onların üzerine dökülür. Bunun üzerine selin
kalıntısı durumundaki çamurdan tohumun çarçabuk filizlenip bittiği gibi onların
cesedleri de neşvü nema bulur ve normal güce sahip olduktan sonra cennetteki
yerlerine intikal ederler. Hadisin zahir olan manası budur.
Cehennemde azab
edilen mu'minlerin ölumü ile ilgili cümlenin iki şekilde yorumlandığını
nakleden Kadi iyaz yukarıda belirttiğim şeklin yanında şunu da belirtir: Bundan
maksad şu olabilir: Yani cehennemde azab edilen mu'minler, bir süre sonra azab
acısını duymayacak hale gelecek veya acısı çok hafifliyecek ve böylece ölü gibi
olacaktır. Tercih edilen yorum yukarda
verdiğim ilk yorumdur.
Sindi ise bu
hadisin izahında şöyle der: Bu hadis, cehenneme giren mü'rninlerin ateşte kömür
haline gelinceye kadar azab duyacaklarına delalet eder. Şu halde bundan sonra orada
kalacakları sürece azab acısını duymazlar ve süreleri tamamlanınca cehennemden
çıkarılıp cennete götürüıürler. Sindi'nin yorumu günahkar mu'minler lehinde
olup bir müjde mahiyetini taşıyor. Allah en iyi bilendir,